Edinburgh’da yeme içme önerileri? (Restoranlar-Publar)
Mayıs 28, 2019
Edinburgh Mekan önerileri
Royal Mile caddesindeki mekanlar:
Deacon Brodie’s Tavern (Üst katı restoran alt katı pub. Saat 22:00 olunca üst kat tamamen kapanıyor. Çünkü mutfağı kapatıyorlar. Biz burada Haggis yedik. Ben sakatat yiyemem ama Haggis benim için bile lezzetli bir yemekti)
The Royal Mile Tavern
The Tron ( Hamburgerlerine bayılmıştım umarım lezzetini koruyordur)
Whistlebinkies Live Music Bar (Rock müzik severlere şiddetle önerilir 😉 yemekten sonra güzel bir konser keyfi yapabilirsiniz)
The Mitre Bar
Tolbooth Tavern
The World’s End
Clarinda’s Tea Room ( İngiltere geleneği olan “5çayı”nı yapabileceğiniz minik bir mekan)
Deacon Brodie’s Tavern
The Royal Mile TavernThe Mitre Bar’da 3 duble viski 12 pound!!! (pound 5,23tü tabi o zaman 🙂 )
Grassmarket’deki mekanlar:
Black Bull (çok güzel canlı müziği var.)
The Last Drop
The Bow Bar
Black Bull
Cowgate’deki mekanlar:
Frankenstein (daha çok elektronik müzik severlere göre bir mekan. Biz pek sevemedik. Mekanın girişinde kocaman bir Frankeştayn var 😀 )
The Elephant House (Buranın adını duymayan pek yoktur sanırım. Harry Potter’ın doğduğu yer diye bilinir. Zaten Edinburgh’dan ilhan alınarak yazdığını söyleyen yazar, meğerse bu kafede yazmış kitaplarını )
The Elephant House
Yeni Şehir tarafındaki mekanlar:
Hard Rock Cafe (Gitmeden olmazdı 😀 tabi ki yemekleri, kokteylleri ve müziğiyle efsane 😉 )
Chaophraya (binanın teras katında bulunuyor, bulmak için baya uğraştık açıkcası çünkü internette bulduğum bilgide mekanın ismi farklıydı, biz gidene kadar değişmiş 😀 neyse ki bulduk ve kaleye karşı yemeğimizi yedik. Burası manzara açısından gerçekten efsane, burada yemek yemeden dönmeyin 😉 pahalı da değil 😉 )
The Amber Rose (sanki yerin altında gibi bir girişi var ama çok şirin bir mekan)
The Alexander Graham Bell (Yemekleri çok güzel ama ben hep sorun yaşıyorum et istediğimde çünkü benim iyi pişmiş kavramım ile tüm yurt dışı mekanlarının aynı olmuyor 😀 bu tamamen beninle alakalı 😀 ayrıca mekan adının izlerini taşımakta. Çok güzel telefonlar var 😀 )
Ben bir biyoloğum aslında, kendi işini pek yapamayanlardan :) ve ne yaptıysa yeteri kadar memnun olamayanlardan... 30lu yaşların başında, aşık, kabına sığmayan, devamlı değişik birşeyler ile ilgilenmeyi seven biri. Gezmeyi, eğlenmeyi, fotoğraf çekmeyi, konuşmayı, dinlemeyi, izlemeyi, okumayı ve yazmayı da sevince; paylaşmanın da güzel olabileceğini düşünen biri oldum :)
Gezdiğim gördüğüm, okuduğum öğrendiğim, severek izlediğim, yediğim içtiğim, duyup araştırdığım her türlü bilgiyi paylaşmaya karar verdim. Ben bloger olmak istedim, tabi becerebildiğim kadar; çok da bir iddiam yok yani, olduğu kadar...