Corona aşısı olduk sonunda!!

Corona Günlerinde biz de corona aşısı olmayı başardık en sonunda!

Yok öyle dedik yok böyle.. “Sakın olma”lar ile “olmadan gözüme görünme”ler arasında kaybolduk resmen geçen aydan beri. Aşı yüzünden hasta olanlar, aşı yüzünden olduğu tahmin edilen vefatlar falan derken bir yandan da günlük vakaların aşısızlardan oluştuğuna dair haberler de eklenince bizim de beyinler yandı artık..

Bayramı atlatalım da öyle aşı olalım bari demiştik. Aslında millet yola çıkmadan aşı oluyor ki korusun diye ama zaten tek doz ne korusun. Koruyacaksa 2 doz olduktan ve 15 gün geçtikten sonra başlıyor koruma. (bu arada aşıya bu kadar temkinli yaklaşmamın altında biyolog olmam da yatıyor maalesef. En güvenli korunmanın aşı olduğunu bildiğim halde; bu kadar kısa sürede böylesi virüse karşı aşı bulunmuş olmasına da pek ihtimal veremiyorum sanırım. Bir de hep bilirdik; 3. Dünya Savaşı silahlarla değil bilimle olacağını. Neyse..)

Gönülsüz ve korkulu bir aşı serüvenimiz oldu. Benim alerjik bünyem bizi biraz korkutmadı değil. Ben alerji hastasıyım; kronik ürtikerim dediğimde genelde şöyle cevaplar alıyorum: “benim gelin kadar olamazsın” “bizim bilmem kim nasıl bir görsen kendine alerjiğim demezsin” “alerji de hastalık mı, maşallah artık herkes alerjik zaten” .. gibi gibi. Benim otoimmün hastalığımın kimsenin gözünde hastalık değeri yok maalesef 🙁 Belki anlayan varsa ben şöyle diyim; Total IgE değerim yani vücudumdaki toplam alerjik değerim en son 1394 tü. 2013 den beri 1000in altına düşmeyen bir durum söz konusu. Bu nedenle açıkçası aşı konusunda bizi çok fazla tereddütteydik.

13 Ağustos günü, Annem ve Erkut ile birlikte aşı olmaya gittik. İlk doz Biontech aşımızı olduk. Olduk derken, Erkut ve ben oldum yani. Annem gözüyle görmeye geldi galiba hahaha 🙂 yok yok günahını almıyım, bana bir şey olursa diye korktu geldi kadın yanıma. Neyse ilk 5 saat bir şey olmadı ama akşam başlayan ağrı, yanma, sersemlik ve uyku 48 saat sürdü. Ben bu durumdan gerçekten hiç hoşlanmadım ve elimde olsa 2.dozu kesinlikle olmazdım. ama maalesef ki yaşamak için yapılacak başka bir çare yok.

 

Bozkurt Mahallesi yok oldu!

Ülkemizde son zamanlarda çok fazla afet ve felaket olduğunu yazmıştım önceki yazımda hatırlarsanız. Maalesef yangınlar tam sönmeden bir de üstüne sel felaketi yaşadık Karadenizde. Güneye bir damla yağmur yağsın diye dua ederken, karadenizde çok fazla insan kaybettik.

Özellikle Kastamonu’nun Bozkurt Mahallesi diye bir yer artık yok 🙁 o videoları izlerken içim söküldü. Artık üzülmekten kahrolduk. Çok zor zamanlardan geçiyoruz. Ayrıca vaka ve vefat sayılarımız da çok yükselmeye başladı.

Şimdilik bu kadar kötü haber ve karamsarlık yetsin. Önümüzdeki günler bize güzellikler getirsin…

Tüm karantina yazıları için tık tıkkk