Berlin , Almanya’nın başkenti, hatta Avrupa’nın başkenti denilen şehir! Bir yanda gri gri Sovyet etkisi; diğer yanda kültür ve sanata verdiği önem ile pırıl pırıl müzeleri! Avrupa’nın en kozmopolit şehirlerinden biri!
Pandeminin ortasında bilet alıp, christmass market sevdamıza yenik düşüp kendimizi Berlin’de bulmuştuk 2 sene evvel Aralık ayında! Buzz gibi bir Almanya kışında, maske ve kat kat giyinip gezsem de sevmiştim ben Berlin’i!
Öncelikle gezilecek yerler diğer küçük Avrupa şehirleri gibi birbirlerine çok yakın değil. Günlere bölerek güzel bir rota çizmek lazım.
İlk önce Havaalanından şehre ulaşım yazısını okumak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz 😉
Eveeet gelelim Berlin gezilecek yerler listesine;
1- Museumsinsel – Müzeler Adası
Müzeler adası denilen yer gerçekten de müzelerden oluşan bir ada. Aşağıdaki harita fotosunda da gördüğünüz gibi, o adayı müzeler ile doldurmuşlar. Ve tabi ki en önemlisi; Bergama Müzesi de burada 🙁 Evet Bergama! Türkiye’deki kalıntıların çoğunu götürüp orada müze açmışlar.
- Bergama Müzesi ;
- Bode Müzesi ; Bizans ve Antik Sanat üzerine kurulmuş bir müze.
- Neues Museum ; Eski Mısır sanatı üzerine kurulu bir müze.
- Altes Müzesi ; Yunan, Etrüsk ve Roma sanatının birbirinden değerli koleksiyonlarını içeren müze.
- Alte Nationalgalerie ; Neoklasik, Romantik, İzlenimci ve Erken Modernist sanat eserleriyle ünlü bir müze.
Burada çok önemli bir ipuçu vermek istiyorum. Her ayın ilk pazar günü müzeler ücretsiz!!! Ama internet üzerinden randevu oluşturmanız gerekiyor!!!
2- Berliner Dom – Berlin Katedrali
Hemen Müzeler Adası’nın girişinde bulunan katedral. İçeri girmeseniz bile dışı bile çok güzel. Harika fotoğraflar alabilirsiniz 😉 (Yapılar hakkında bir çok bilgiyi Kurtluyuzbiz Berlin öne çıkan hikayelerinde bulabilirsiniz 😉 )
3. Under der Linden – Ihlamurlar Altında
Burası Müzeler Adası ile Brandenburg Kapısı arasındaki yol. Bu yol üzerinde de harika yapılar var. Mesela Humbolt Üniversitesi; Karl Marx’ın okuduğu ve bir dönem Einstein’ın öğretmenlik yaptığı bir üniversite!! Aşırı kalite içerir 😉
4. Brandenburg Tor – Brandenburg Kapısı
Buranın hikayesi de çook eskilere dayanıyor. 1788-1791 yılları arasında yapılmış. Kapının üzerinde bulunan “Quadriga“, “Zafer Tanrıçası” heykeli, Napolyon Savaşları sonrası savaş ganimeti olarak Fransa‘da tutulmuş. Berlin ikiye bölünmüş durumdayken burası Doğu Almanya sınırları içerisinde kalmış. Sonra Quadriga geri yerleştirilmiş ama ters yerleştirilmiş. Sonra yeniden düz falan derken, o kapının başına gelmeyen kalmamış! Neyse ki şu an en gözde yerlerden biri 🙂
5. Reichstag – Meclis Binası
Hemen kapının arka tarafında kalan bölümde. İnternetten randevu alarak içeriye girebilir ve kubbesine çıkabilirsiniz. Biz gittiğimizde tadilattaydı 🙁
Bu yapı ile birlikte aslında bir parka girmiş oluyorsunuz (Tiergarten) ve bu parkın içerinde Zafer anıtından bir çok özel heykel ve Sovyet anıtı falan bulunuyor.
6- Tiergarten
Park dediğime bakmayın gerçekten çok büyük bir alan ve içerisinden otobüsler de geçiyo. Biz hava çok soğuk olduğu için, bir durak bile olsa günlük bilet alıp otobüse binerek gezmiştik. İçerisinde göreceğiniz bazı yapıların fotolarını ekliyorum 😉
7- Kaiser-Wilhelm-Gedächtniskirche-Wilhelm Kilisesi (Yıkık Kilise)
Burası Almanya’nın en eski kilisesi. Savaş döneminde yıkılmış fakat bilerek yapmamışlar. Bir utanç anıtı olarak kalsın istemişler. Zaten arada bir yerde kalmış. Çevresine plazalar falan dikmişler 🙁 Biz gittiğimizde christmas dönemi olduğu için süslü püslü marketler yapmışlardı çevresine.
8- Checkpoint Charlie (Berlin Kontrol Noktası)
Checkpoint Charlie’nin ismi değişik bir geçmişten geliyor. Amerikan ve Rus birlikleri Berlin’in ortasına kadar girip şehri ikiye bölünce, bir sınır oluşturmuşlar. Federal ve Demokratik Almanya olarak ikiye bölünen ülke ve şehrin Alpha (A), Bravo (B) ve Charlie (C) olmak üzere üç ayrı geçiş noktası kontrol noktası olmuş. Onlardan biri de anı olarak sergileniyor.
9- Gendarmenmarkt
Şehrin en önemli 3 mimari binası olan Konser Salonu, Alman ve Fransız Kiliseleri burada bulunuyor. Bu binalardan iki tanesi, Alman Kilisesi ve Fransız Kilisesi, neredeyse birbirinin aynı binalarmış gibi duruyorlar. Zaten birbirlerine inat yapılmış olduğu söyleniyor. En güzel christmas market de burada kuruluyor. Kapısında öyle uzun kuyruklar vardı ki çok zor girmiştik ama girdiğimize de değmişti. Normal zamanda açık bir alan yani rahatlıkla gezebilirsiniz.
10- East Side Gallery – Doğu Yakası Galerisi – Berlin Duvarı
Eveet en çok bilinen ve fotoğraflanan yerlerinden birine geldi sıra. Grafitiler ve resimler gerçekten duvarın o soğuk havasını kaldırmış ve biraz renk katmış o bölgeye. ama tabi ki geçmişi acı dolu!!
11-Oberbaumbrücke – Oberbaum Köprüsü
Çook şirin bir köprü. Ben bayılmıştım bunun mimarisine. O gri semte resmen hava katmış ve renklendirmişti. Ayrıca fotoda da göreceksiniz, üzerinden geçen bir sarı tren var. Buranın meşhur simgeleri haline gelmişler. Hemen East Side Gallery‘nin yanında bulunuyor ve buradan daha doğuya devam ettiğinizde bir park çıkacak karşınıza; Treptower park.
12- Treptower park
Şehrin dışında gibi görünen ve bir çok Berlin’e giden kişinin atladığı bir yer. Hatta orada yaşayan bir arkadaşım öyle bir yer olduğunu bilmiyordum demişti bana 🙂
Ama içerisinde bulunan Sovyet Savaş Anıtı ve şehitlerin mezarlıklarının bulunduğu alan görülmeye değer. Yani en azından ben seviyorum böyle yapıları görmeyi.
13- Rathaus – Berlin Belediye Binası
Gerçekten kırmızı bir bina. Ben karanlıkta çektiğim için belli olmamış! Şehrin hemen göbeğinde bulunuyo. Yani onlar için şehrin göbeği Alexanderplaz ve bu yapı da orada. Ayrıca bir TV kulesi ve biz gittiğimizde lunaparklı bir christmas market vardı. Çok renkli bir ortamdı.
14- Holocaust-Mahnmal – Memorial to the Murdered Jews of Europe – Katledilen Avrupalı Yahudiler Anıtı
İşte burası gerçekten acı dolu 🙁 Utanç anıtı da diyorlar buraya. Ama bu alanları özellikle yapıyorlar ki o günleri unutmasınlar diye! Burada gördüğünüz yapıların yerinde, üst üste dizilmiş ölü insanların olduğu günleri unutmak ne mümkün!!
15- Nikolaiviertel – Nikolaikirche
Berlin’in kalbi denilen bu minik bölge Rathause’un hemen arka kısmında kalıyo. Nikolaikirche, buradaki bir kilise ve aynı zamanda müze. Sokakları ve atmosferi harika. Hem de bence Berlin’in en güzel restoranları burada 😉
Yaz yaz bitmedi ama inanın daha bir bu kadar daha yazsam yazarım. Bunlar bizim 4 günde ancak yetiştirebildiğimiz, gördüğümüz yerler.
son olarak maddeye eklemek istemedim ama herkesin bildiği “Kureuzberg Merkezi” denilen, özellikle Türklerin yaşadığı bölge de var. biz o kısmı sevemedik. Sadece Mustafa Gemius’de tavuk döner yedik. Fena değildi. Ama ben size ayrıca yeme-içme rehberi hazırlıycam zaten 😉
Sevgilerimle..